Sepetim (0) Toplam: 0,00
%30
Yeni
Kozanlı Hasan Hoca - Kadriye Avcı Erdemli - Beyan Yayınları

Din Hizmetine Adanan Bir ÖmürKozanlı Hasan Hoca

Liste Fiyatı : 325,00
İndirimli Fiyat : 227,50
Kazancınız : 97,50
Taksitli fiyat : 12 x 23,76
9786255509369
702628
Kozanlı Hasan Hoca
Kozanlı Hasan Hoca Din Hizmetine Adanan Bir Ömür
227.50

“Oğlum, bu ülkenin imanlı kaymakamlara, imanlı hâkimlere elbette ki çok ihtiyacı var. Bırak onları diğer arkadaşların yapsın. Sen de iyi bir hoca, iyi bir müftü ol. Bu ülkenin imanlı kaymakamdan, imanlı hâkimden daha çok, iyi hocalara ihtiyacı var.”

 

Bu kitapta, hayatı geç başlamış ve erken sona ermiş olan babam Kozanlı Hasan Avcı Hoca’nın biyografisini bulacaksınız. Bu dünyadan erken ayrılacağını anlamış gibi Cumhuriyet sonrası Kozan’daki İslâmî yaşayışın temellerini atabilmek için dur durak bilmeden çalışmış bir din görevlisinin otuz yıllık ilim mücadelesine şahit olacaksınız. Tanıyan herkesin “Hoca’nın hiç vakti olmazdı,” dediği hem öğrenen hem öğreten bir âlimin hikâyesini…  

Yıllarca babamın hikâyesi bilinmeli, gençlere ilham olmalı diye düşünür, zihnimde yazar ama kâğıda dökemezdim. Babama olan hasretimden olsa gerek her seferinde kitabın isminin “Sizin Hiç Babanız Öldü mü?” olması gerektiğini düşünürdüm. Sonra bu adı taşıyan bir roman olduğunu öğrendim. Bunun üzerine kitabın isminin “Babamın Hikâyesi” olabileceğini düşündüm. Ancak yayımlanacağı andan itibaren, o artık yalnızca benim babam ve hocam olarak kalmayacak, daha geniş bir kitleye hitap edecekti. Bu yüzden hem eskilerin tabiriyle efrâdını câmi, ağyârını mâni hem de babamın Çukurova’da tanındığı şekliyle bir isim bulmalıydım. Böylece kitabın adı Din Hizmetine Adanan Bir Ömür: Kozanlı Hasan Hoca oldu.

Kadriye Avcı Erdemli

5 Bazı hayatlar vardır, görünürde tamamlanmıştır; yıllar önce kapanmış bir defter gibi dururlar. Oysa bıraktıkları izler, dokundukları gönüller ve ilme verdikleri emekle hâlâ yaşamaya, yön göstermeye devam ederler. Yaklaşık kırk yıl önce yaşanmış, kendi çilesi içinde olgunlaşmış bir hayatı konu alan bu eser, yalnızca geçmişe ışık tutmakla kalmıyor; bugünün okuruna da pek çok şey söylüyor. Okumanızı tavsiye ederim
5 Bu tür bir biyografik eser, sadece bir hayat hikâyesi değil; aynı zamanda bir dönemin, bir toplumun, bir mücadelenin ve inançla şekillenmiş bir azmin aynasıdır. Hasan Hoca’nın çocuk yaşta yaşadığı kayıplar, onun ilim yolunda yürümekle kalmayıp başkalarının da bu yolda yürümesine vesile oluşu, okuyucuda derin bir saygı ve hayranlık uyandırıyor. Salgın hastalıklar sebebiyle en yakını olan babasını ve diğer akrabalarını kaybetmesi, onun için bir durak değil, bir çıkış noktası olmuş. Bu kırılgan başlangıç, ilerleyen sayfalarda bir dirilişin, bir yükselişin hikâyesine dönüşüyor. Sadece kendi ilmî yolculuğuyla değil, etrafındaki insanlara açtığı yollarla da büyük bir rehber olduğu açıkça görülüyor. Kur’an kursları ve imam hatip mücadelesi, bugün belki birer kurum olarak alışılmış ve yerleşmiş görünüyor olabilir ama Hasan Hoca gibi isimlerin o dönemlerde verdiği emek, gayret ve ısrar olmasa, bu yapıların bu denli köklü hale gelemeyeceği de aşikâr. Özellikle kız çocuklarının eğitimi konusundaki duyarlılığı, zamanının çok ilerisinde bir bakış açısına sahip olduğunu gösteriyor. Onlara yalnızca fırsat tanımakla kalmayıp, İmam Hatip Lisesi’ni bitirene, hatta görev alana kadar adım adım takip etmesi onun sadece bir hoca değil, aynı zamanda bir toplumsal öncü, bir derviş, bir gönül eri olduğunu kanıtlıyor. Eserin en dokunaklı yönlerinden biri de şüphesiz Hasan Hoca’nın vefatıyla hissedilen boşluk. Bazı insanlar sadece yaşarken değil, öldüklerinde de etraflarına ne kadar can kattıklarını ortaya koyarlar. Onun ardından oluşan boşluk, aslında ne kadar çok hayatı beslediğinin, yeşerttiğinin bir göstergesi. Kitap, sadece bir şahsiyetin hayatını anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda okura “Ben de kendi çevreme ne katıyorum?” sorusunu da sorduruyor. Bu yönüyle sade bir biyografi değil; bir ilham metni, bir ahlak manifestosu, bir dava adamının sessiz ama derin yankılar bırakan hikâyesi… Kısacası, bu eser, yüreğiyle ve gayretiyle bir milleti, bir nesli yoğurmuş bir alimin hatırasını yaşatmanın çok ötesine geçiyor; okuyucusuna da bir duruş, bir ufuk kazandırıyor.
5 BU FANİ ALEMDEN BİR HASAN HOCA GEÇMİŞ Bu coğrafyada Müslüman dinine mensup din adamları kesinlikle halka örnek olmalıdır. Bunun örneğini en son okuduğum Din hizmetine adanan bir Ömür kitabıyla merhum Hasan avcı hoca efendinin inandığı yolda örneğinin az olanlardan bir zat Özellikle de ülkemizde ve özellikle Anadolu coğrafyasında. Neden özellikle Anadolu coğrafyası? Çünkü eğitimsiz olanı kandırmak bir bebeği kandırmak kadar kolaydır. Ben herhangi bir topluluğa karşı ön yargılı değilim. Ben bunda insanların bir suçu olduğunu düşünmüyorum. Çünkü herkes ailesinden öyle görmüştür. Bugün benim Babam bile okula gitmemiştir. Ailesi hayatlarını idame ettirmek için Anadolu’nun bir köşesinden bir köşesine geçinmek için gidip geldikleri için okuma yazmayı askerde öğrenmiştir. Bu yüzden Anadolu coğrafyası. Bu onların suçu mu, kesinlikle hayır Anadolu’nun mahpus tarihi böyle onun içindir ki ..? Dini hayatı kendine rehber eden din adamı görevini, değerli ve bereketli kılan en önemli husus Allah yolunda hizmet etmektir. Kendini Allah’ın dinine adayıp bu uğurda çalışmaktır. Hayatı anlamlı kılan ve imtihanın gayesine ulaşmasına sebep olan en önemli etken; yaşamın da ölümün de Allah için olmasıdır. Almış olduğu din adamlığı görev bilincine varıp Allah’ın dinine hizmet eden neferlerden biri olabilmektir. Bu kervandaki yerini alıp menziline ulaşanların arasında bir ömür geçirmiş merhum hasan hocanın hayatı Allah yolunda geçen en güzel hayat, Allah’a adanan hayattır. Allah’ın rızası doğrultusunda yaşanmış olan hayatı, emanet edene en güzel şekilde geri iade etmektir. İnsanı diri kılacak ve ölümsüzlük şerefine ulaştıracak olan ancak bu uğurda canını ve malını Allah’a feda edenlerin yapabilecekleri bir davranıştır. Merhum Hasan hocanın okudum hayatı böylesine bir hayat Peygamber efendimizin hayatıda da böyledir. Efendimizin yaşantısında her türlü fedakârlık ve adanmışlık örneklerini görebilmemiz mümkündür. Ömürlerini davetle, tebliğle ve ıslah uğrunda geçirmiş bu peygamber efendimiz dün olduğu gibi bugün de bizlerin yollarını aydınlatmakta ve bu kutlu yolda bizlere ışık tutmaktadır..! Zamanımızda kendini Allah’ın dinine adayanlar ne kadar da azdır! İşte bu sebeple önemli olan diğer bir mesele ise zamanımızı Allah’a vakfedebilmektir. Bir Müslümanın haftada birkaç saatlik sohbetlerle yetinmesi veya haftanın belirli günlerini bu uğurda feda etmesi yeterli gelmeyecektir. Bilakis ömrün tamamının bu yolda harcanması gerekir. Müslüman, ömrünü Allah’ın dininin hâkim olması için vakfetmelidir. İslam’ın yeryüzüne tekrar hâkim olmasının biricik yolu, bu yüce gaye uğruna yapılacak fedakârlıktan geçer Din adamları, insanlara örnek olmalı mıdır? Bunun örneğini kitabı okudukça merhum hoca efendinin yaşantısı ve uygulamaları ile en önemli örneğini ruhumda hissettim. “Müslüman” bir adam herkese göre Kuran’da yazan bilgileri günümüz koşullarında, akıl süzgecinden geçirip yorumladıktan sonra davranışlarını ve yaşamını çıkarlarına göre değil, Kuran’a göre ayarlayan iyi ahlaklı, örnek alınacak bir insan olmalıdır. Neden mi? Dünden bugüne Doğu Anadolu ve Anadolu şehirlerden uzak kasabalarda örnek alınan tipler genelde öğretmenler ve imamlar olmuştur. Hatta bazı kasabalarda imamların başı çektiğini düşünüyorum. Çünkü o kasabalarda yaşayan insanların bir çoğunun okuma yazması olmuyor ve daha önce de söylediğim gibi okuyup araştırmayanı kandırması her zaman daha kolay olmuştur. İslam’ın temel şartı kesinlikle namazdan önce okumaktır. Kuran’ın ilk emri bile “Oku.” diye geçer. Ama bugün bir çok siyasetçi dini ön planda tutup insanları sömürmektedir. Oysa merhum hoca efendinin siyaseti yurttaşlık görevi olan bir oy kullanmaktan ibaret..? %99’u Müslüman olan bir ülkenin halkı; iyi yetiştirilmiş, aklın ve ilim çerçevesinden bakabilen en önemlisi çevresine güven veren bir din adamını hak etmiyor mu? Dolayısıyla %99’u Müslüman olan bu ülke bunları hak etmiyor mu? İslamiyet bir medeniyet, bir ilim, bir yüksek kültür dinidir. Bence bizim insanımız merhum Hasan AVCI Hoca gibi kendini dine adamış din adamlarının bulunmalarını bu toplum sonuna kadar hak ediyor. Merhum hoca efendiye Allah’tan rahmet diliyorum. Âmin âmin âmin ..!
  • Açıklama
    • “Oğlum, bu ülkenin imanlı kaymakamlara, imanlı hâkimlere elbette ki çok ihtiyacı var. Bırak onları diğer arkadaşların yapsın. Sen de iyi bir hoca, iyi bir müftü ol. Bu ülkenin imanlı kaymakamdan, imanlı hâkimden daha çok, iyi hocalara ihtiyacı var.”

       

      Bu kitapta, hayatı geç başlamış ve erken sona ermiş olan babam Kozanlı Hasan Avcı Hoca’nın biyografisini bulacaksınız. Bu dünyadan erken ayrılacağını anlamış gibi Cumhuriyet sonrası Kozan’daki İslâmî yaşayışın temellerini atabilmek için dur durak bilmeden çalışmış bir din görevlisinin otuz yıllık ilim mücadelesine şahit olacaksınız. Tanıyan herkesin “Hoca’nın hiç vakti olmazdı,” dediği hem öğrenen hem öğreten bir âlimin hikâyesini…  

      Yıllarca babamın hikâyesi bilinmeli, gençlere ilham olmalı diye düşünür, zihnimde yazar ama kâğıda dökemezdim. Babama olan hasretimden olsa gerek her seferinde kitabın isminin “Sizin Hiç Babanız Öldü mü?” olması gerektiğini düşünürdüm. Sonra bu adı taşıyan bir roman olduğunu öğrendim. Bunun üzerine kitabın isminin “Babamın Hikâyesi” olabileceğini düşündüm. Ancak yayımlanacağı andan itibaren, o artık yalnızca benim babam ve hocam olarak kalmayacak, daha geniş bir kitleye hitap edecekti. Bu yüzden hem eskilerin tabiriyle efrâdını câmi, ağyârını mâni hem de babamın Çukurova’da tanındığı şekliyle bir isim bulmalıydım. Böylece kitabın adı Din Hizmetine Adanan Bir Ömür: Kozanlı Hasan Hoca oldu.

      Kadriye Avcı Erdemli

      Editör
      :
      Naime Erkovan
      Stok Kodu
      :
      9786255509369
      Boyut
      :
      13,5x21
      Sayfa Sayısı
      :
      288
      Basım Yeri
      :
      İstanbul
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      Mayıs 2025
      Kapak Türü
      :
      Karton Kapak
      Kağıt Türü
      :
      Holmen
  • Taksit Seçenekleri
    • QNB Finansbank Kartları
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      227,50   
      227,50   
      3
      82,18   
      246,54   
      6
      43,26   
      259,55   
      9
      30,26   
      272,34   
      12
      23,76   
      285,15   
      Ziraat BankKart
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      227,50   
      227,50   
      3
      82,18   
      246,54   
      6
      43,26   
      259,55   
      9
      30,26   
      272,34   
      12
      23,76   
      285,15   
      Bonus Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      227,50   
      227,50   
      3
      82,18   
      246,54   
      6
      43,26   
      259,55   
      9
      30,26   
      272,34   
      12
      23,76   
      285,15   
      Paraf Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      227,50   
      227,50   
      3
      82,18   
      246,54   
      6
      43,26   
      259,55   
      9
      30,26   
      272,34   
      12
      23,76   
      285,15   
      Maximum Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      227,50   
      227,50   
      3
      82,18   
      246,54   
      6
      43,26   
      259,55   
      9
      30,26   
      272,34   
      12
      23,76   
      285,15   
      World Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      227,50   
      227,50   
      3
      82,18   
      246,54   
      6
      43,26   
      259,55   
      9
      30,26   
      272,34   
      12
      23,76   
      285,15   
      Diğer Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      227,50   
      227,50   
      3
      -   
      -   
      6
      -   
      -   
      9
      -   
      -   
      12
      -   
      -   
Yorum yaz
A.*. . - 17.08.2025 11:16
5/5
Bazı hayatlar vardır, görünürde tamamlanmıştır; yıllar önce kapanmış bir defter gibi dururlar. Oysa bıraktıkları izler, dokundukları gönüller ve ilme verdikleri emekle hâlâ yaşamaya, yön göstermeye devam ederler. Yaklaşık kırk yıl önce yaşanmış, kendi çilesi içinde olgunlaşmış bir hayatı konu alan bu eser, yalnızca geçmişe ışık tutmakla kalmıyor; bugünün okuruna da pek çok şey söylüyor. Okumanızı tavsiye ederim
Şa**n B. - 27.06.2025 07:28
5/5
Bu tür bir biyografik eser, sadece bir hayat hikâyesi değil; aynı zamanda bir dönemin, bir toplumun, bir mücadelenin ve inançla şekillenmiş bir azmin aynasıdır. Hasan Hoca’nın çocuk yaşta yaşadığı kayıplar, onun ilim yolunda yürümekle kalmayıp başkalarının da bu yolda yürümesine vesile oluşu, okuyucuda derin bir saygı ve hayranlık uyandırıyor. Salgın hastalıklar sebebiyle en yakını olan babasını ve diğer akrabalarını kaybetmesi, onun için bir durak değil, bir çıkış noktası olmuş. Bu kırılgan başlangıç, ilerleyen sayfalarda bir dirilişin, bir yükselişin hikâyesine dönüşüyor. Sadece kendi ilmî yolculuğuyla değil, etrafındaki insanlara açtığı yollarla da büyük bir rehber olduğu açıkça görülüyor. Kur’an kursları ve imam hatip mücadelesi, bugün belki birer kurum olarak alışılmış ve yerleşmiş görünüyor olabilir ama Hasan Hoca gibi isimlerin o dönemlerde verdiği emek, gayret ve ısrar olmasa, bu yapıların bu denli köklü hale gelemeyeceği de aşikâr. Özellikle kız çocuklarının eğitimi konusundaki duyarlılığı, zamanının çok ilerisinde bir bakış açısına sahip olduğunu gösteriyor. Onlara yalnızca fırsat tanımakla kalmayıp, İmam Hatip Lisesi’ni bitirene, hatta görev alana kadar adım adım takip etmesi onun sadece bir hoca değil, aynı zamanda bir toplumsal öncü, bir derviş, bir gönül eri olduğunu kanıtlıyor. Eserin en dokunaklı yönlerinden biri de şüphesiz Hasan Hoca’nın vefatıyla hissedilen boşluk. Bazı insanlar sadece yaşarken değil, öldüklerinde de etraflarına ne kadar can kattıklarını ortaya koyarlar. Onun ardından oluşan boşluk, aslında ne kadar çok hayatı beslediğinin, yeşerttiğinin bir göstergesi. Kitap, sadece bir şahsiyetin hayatını anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda okura “Ben de kendi çevreme ne katıyorum?” sorusunu da sorduruyor. Bu yönüyle sade bir biyografi değil; bir ilham metni, bir ahlak manifestosu, bir dava adamının sessiz ama derin yankılar bırakan hikâyesi… Kısacası, bu eser, yüreğiyle ve gayretiyle bir milleti, bir nesli yoğurmuş bir alimin hatırasını yaşatmanın çok ötesine geçiyor; okuyucusuna da bir duruş, bir ufuk kazandırıyor.
Ce***z ö. - 01.06.2025 17:05
5/5
BU FANİ ALEMDEN BİR HASAN HOCA GEÇMİŞ Bu coğrafyada Müslüman dinine mensup din adamları kesinlikle halka örnek olmalıdır. Bunun örneğini en son okuduğum Din hizmetine adanan bir Ömür kitabıyla merhum Hasan avcı hoca efendinin inandığı yolda örneğinin az olanlardan bir zat Özellikle de ülkemizde ve özellikle Anadolu coğrafyasında. Neden özellikle Anadolu coğrafyası? Çünkü eğitimsiz olanı kandırmak bir bebeği kandırmak kadar kolaydır. Ben herhangi bir topluluğa karşı ön yargılı değilim. Ben bunda insanların bir suçu olduğunu düşünmüyorum. Çünkü herkes ailesinden öyle görmüştür. Bugün benim Babam bile okula gitmemiştir. Ailesi hayatlarını idame ettirmek için Anadolu’nun bir köşesinden bir köşesine geçinmek için gidip geldikleri için okuma yazmayı askerde öğrenmiştir. Bu yüzden Anadolu coğrafyası. Bu onların suçu mu, kesinlikle hayır Anadolu’nun mahpus tarihi böyle onun içindir ki ..? Dini hayatı kendine rehber eden din adamı görevini, değerli ve bereketli kılan en önemli husus Allah yolunda hizmet etmektir. Kendini Allah’ın dinine adayıp bu uğurda çalışmaktır. Hayatı anlamlı kılan ve imtihanın gayesine ulaşmasına sebep olan en önemli etken; yaşamın da ölümün de Allah için olmasıdır. Almış olduğu din adamlığı görev bilincine varıp Allah’ın dinine hizmet eden neferlerden biri olabilmektir. Bu kervandaki yerini alıp menziline ulaşanların arasında bir ömür geçirmiş merhum hasan hocanın hayatı Allah yolunda geçen en güzel hayat, Allah’a adanan hayattır. Allah’ın rızası doğrultusunda yaşanmış olan hayatı, emanet edene en güzel şekilde geri iade etmektir. İnsanı diri kılacak ve ölümsüzlük şerefine ulaştıracak olan ancak bu uğurda canını ve malını Allah’a feda edenlerin yapabilecekleri bir davranıştır. Merhum Hasan hocanın okudum hayatı böylesine bir hayat Peygamber efendimizin hayatıda da böyledir. Efendimizin yaşantısında her türlü fedakârlık ve adanmışlık örneklerini görebilmemiz mümkündür. Ömürlerini davetle, tebliğle ve ıslah uğrunda geçirmiş bu peygamber efendimiz dün olduğu gibi bugün de bizlerin yollarını aydınlatmakta ve bu kutlu yolda bizlere ışık tutmaktadır..! Zamanımızda kendini Allah’ın dinine adayanlar ne kadar da azdır! İşte bu sebeple önemli olan diğer bir mesele ise zamanımızı Allah’a vakfedebilmektir. Bir Müslümanın haftada birkaç saatlik sohbetlerle yetinmesi veya haftanın belirli günlerini bu uğurda feda etmesi yeterli gelmeyecektir. Bilakis ömrün tamamının bu yolda harcanması gerekir. Müslüman, ömrünü Allah’ın dininin hâkim olması için vakfetmelidir. İslam’ın yeryüzüne tekrar hâkim olmasının biricik yolu, bu yüce gaye uğruna yapılacak fedakârlıktan geçer Din adamları, insanlara örnek olmalı mıdır? Bunun örneğini kitabı okudukça merhum hoca efendinin yaşantısı ve uygulamaları ile en önemli örneğini ruhumda hissettim. “Müslüman” bir adam herkese göre Kuran’da yazan bilgileri günümüz koşullarında, akıl süzgecinden geçirip yorumladıktan sonra davranışlarını ve yaşamını çıkarlarına göre değil, Kuran’a göre ayarlayan iyi ahlaklı, örnek alınacak bir insan olmalıdır. Neden mi? Dünden bugüne Doğu Anadolu ve Anadolu şehirlerden uzak kasabalarda örnek alınan tipler genelde öğretmenler ve imamlar olmuştur. Hatta bazı kasabalarda imamların başı çektiğini düşünüyorum. Çünkü o kasabalarda yaşayan insanların bir çoğunun okuma yazması olmuyor ve daha önce de söylediğim gibi okuyup araştırmayanı kandırması her zaman daha kolay olmuştur. İslam’ın temel şartı kesinlikle namazdan önce okumaktır. Kuran’ın ilk emri bile “Oku.” diye geçer. Ama bugün bir çok siyasetçi dini ön planda tutup insanları sömürmektedir. Oysa merhum hoca efendinin siyaseti yurttaşlık görevi olan bir oy kullanmaktan ibaret..? %99’u Müslüman olan bir ülkenin halkı; iyi yetiştirilmiş, aklın ve ilim çerçevesinden bakabilen en önemlisi çevresine güven veren bir din adamını hak etmiyor mu? Dolayısıyla %99’u Müslüman olan bu ülke bunları hak etmiyor mu? İslamiyet bir medeniyet, bir ilim, bir yüksek kültür dinidir. Bence bizim insanımız merhum Hasan AVCI Hoca gibi kendini dine adamış din adamlarının bulunmalarını bu toplum sonuna kadar hak ediyor. Merhum hoca efendiye Allah’tan rahmet diliyorum. Âmin âmin âmin ..!
Kapat